Cennetten Kaçan Çocuk
‘Olasılık’ herkesin inanmaktan başka çaresinin olmadığı nesnel verilerdir fakat yer ve zamana bağlı olarak kişiden kişiye değişebilir. Sayılar doğruyu söyler ama insanlar söylemez. İnsanlar ya birbirlerini kandırarak ya ön yargıya kapılarak ya nefret besleyerek ya da kuşku duyarak sayıları kirletir. Bu yüzden olasılıklara güvenilmez.”
En iyi yalan bir kısmı gerçek olandır. Yazar Jung Myung Lee Cennetten Kaçan Çocuk” romanını yazarken gazetelerde yayımlanan bazı haber veya makaleleri romana uygun olarak yeniden kurgulamıştır. Böylece hikâyeye daha fazla gerçeklik algısı katmıştır kitabın isminde yer alan ‘Cennet’ kelimesi alegorik bir ifadedir ve halkının sefalet, açlık içinde yaşayan komünist Kuzey Kore Cumhuriyetini temsil eder. Bu ebetteki sözde bir cennettir ve biz Gilmo’nun başından geçenleri okuyup öğrendikçe bu durum daha gözler önüne serilir: çalışma kamplarını, uçmayan maket uyduları, Kuzey Kore’nin gücünü dünyaya göstermek için eğitilen çocukları…
Asperger nörolojik bir rahatsızlık olan otizm spektrumunun bir türüdür ve bu rahatsızlığa sahip kişinin normal hatta üstün zekalı bir kişi olduğu ve bir konuda dahi seviyesinde olacak kadar iyi olabilmesiyle birlikte insanlarla iletişim kurmakta çok zorluk çeken kişiler oldukları söylenebilir. Kitabın protagonisti Gilmo Kuzey Kore Cumhuriyetinde doğmuş ve babası gizli bir Hristiyan’dır. Ancak Hristiyanlığı öğrenilince hayatları altüst olur.
“Ölümden ziyade önce nasıl yaşaman gerektiğini öğrenmelisin.”
Hikaye New York’ta işlenen cinayet ve olay mahallinde bulunan sayılar ve sembolleri içeren bir bilmeceyle başlar. Geçmişle günümüz arasında flashback ( zamanda geriye sıçrama) anlatım tekniğine bolca başvurmuş olan kitapta okuyucunun dikkati hem canlı tutulmuş hem de oluşabilecek anlamsal boşlukları önlenmiştir. Saflıkla kötülüğün , ideoloji ve ile yaşama tutunma arasında sıkışmış insanları, yozlaşmış yaşamları, bolca görürüz romanda.
İçerisinde cinayet, soruşturma, akıl oyunları vb. kavramları barındırması bana biraz Arthur Conan Doyle eserlerini anımsattığını diye bilirim. Bununla birlikte, Gilmo’nun Yeonge-ae’yi ( çalışma kampında tanıştığı kız) bulmak için Kuzey Kore’den, Şangay, Makao, Güney Kore’ye, oradan Meksika ve o New York’ a gitmesi bana biraz popüler ürünü olan defalarca aldatmasına rağmen yine de peşinden giden ve kibarca bir tarifle naif, saf karakterleri yansıtmaktadır. Bunu Gilmo'nun rahatsızlığına ve küçükken yaşadığı bağlanma problemlerine bağlıyorum.
Gilmo'nun deneyimlediği olağandışı yaşantılar, neredeyse tüm roman boyunca dokunulmasından rahatsızlık duyan ve Asperger sendromu yüzünden ve yalan söylemediğini düşündüğümüz Gilmo’nun o inanılmaz zekasını kullanarak yalan ve gerçek arasındaki gri alanlar vasıtasıyla CIA ajanlarını aldatması, ve romandaki beklenmedik süreçler son beni oldukça şaşırtmıştır.
Uzak Doğu edebiyatıyla tanışmak için iyi bir eser.